Yozgat Bozok Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hayrettin Gümüşdağ, Akademik Bakış programında Michael Kuyucu’nun konuğu oldu. Bozok, Türkiye’de futbol endüstrisi hakkında çarpıcı eleştirilerde bulunurken, spor eğitim almak isteyenlere de önerilerde bulundu. Prof. Dr. Hayrettin Bozok’un Michael Kuyucu’ya yaptığı açıklamalar şöyle:

“Alt Yapı Eksikliği Var”

Avrupa’da dünyaya baktığınız zaman takımlar yayın ihaleleriyle yaşıyor. Aslında o yayın gelirlerinden elde edilen paralar en büyük bütçelerini oluşturmakta. Onlar da iyi kullanılmıyor tabii ama kullanmaları da çok önemli. İşte burada altyapı eğitiminin eksikliği var. Dün futbolu bırakan adama “Git çalış 2-3 milyon maaş veriyorlar” diyoruz. Bir de 8-10 yaşındaki çocuğu yetiştirecek. Yani o üzücü işte. Bizdeki ters ilişki oradan başlıyor. Şimdi yayın kuruluşlarından çok büyük paralar geliyor tabii. Bugün Süper Lig’e baktığımız zaman normal bir takım bugün lige çıktığı zaman Adana Demirspor ve Giresunspor bunu başardı, geri kalan Samsunspor, Altınordu, Altay ve İstanbulspor da bunun için mücadele ediyorlar PlayOff grubunda. İlk hoş geldin parası var benim bildiğim 50 milyon civarında.

“Yayıncı Kuruluşa Destek Olmak İçin Üyeliğimi İptal Etmiyorum”

Para yayıncı kuruluştan geliyor. Yani TFF veriyor ama TFF’de parayı yayıncı kuruluştan alıyor. Bir de her maçta kazandıkları zaman bir para geliyor. Galibiyete gelen para eskiden 3 milyon falandı şimdi artmıştır. Beraberliğe gelen para var. Mağlubiyete çok cüzi bir para geliyor. Bu Türkiye kupasında da böyle, Ziraat Bankası veriyor orada da parayı. Dolayısıyla kaynak yayın gelirlerinden sağlanıyor. Şu an BeinSports Türkiye’de yayıncı kuruluş konumunda. Kolay değil şu pandemi döneminde. Bende de abonelik var sırf üzüldüğüm için iptal etmiyorum. Çünkü zor dönemdeler herkese yardımcı olmak istiyoruz. Düşün yayıncı kuruluşa ben bile yardımcı olmak istiyorum, üzülüyorum. Kaçak izlendiği için inanılmaz zarar ettiğini düşünüyorum ben de onun için ayrılmıyorum. Sürekli arıyorlar mümkün olduğu kadar esnek davranıyorum. Üzülüyorum da. Şöyle, burada kaynak bunlardan geldiği için kolay değil. Devlet de destek veriyor biliyorsunuz belirli bir paradan feragat edip TFF ile. Hatta Spor Bakanlığı’nın hatta araya Cumhurbaşkanımızın da girdiğini ben biliyorum.

“Şifreli Yayınların Futbola Zararı Var”

Türkiye’de futbola destek veren bir Katarlı grup var, bugün onlar çekip gitse kolay kolay kimse alır mı ihaleyi? Çok zor. Eğer sizin talebiniz varsa şimdi herkes şifreli yayına geçerse herkes almak ister. Arz talep olayı. Şifreli yayınların futbola zararı var izleme açısından. Yani inanılmaz kısıtlıyor, herkese açık erişim değil. O zaman ne oluyor belirli gruplara kalıyor. Beinsports da yapılan program yayını sonradan veriyor veya özetini büyük paralara satmak zorunda kalıyor. Herkes izleyemiyor. Ne zaman izliyor? Anında izleme önemli. Göztepe’ye gol atmış Beşiktaş, ben o skoru duyduktan sonra yarın o golü izlesem ne olur izlemesem ne olur?

“15 Tane Yabancının Bir Takımda Ne İşi Var?”

TFF ve Klüpler Birliği’ne sesleniyorum: Bir teknik direktör olarak, bir akademisyen olarak artık seviyeye prolisans olarak ulaşmışım. En üst seviyede profesörüm bunun ötesi yok ve buradan kimseden de bir beklentim de yok beni çağırsınlar diye bir beklentim yok. İhtiyacım da yok çok şükür. Nedir; lütfen bu Türk gençlerimizin, Türk çocuklarımızın, kendi çocuklarımızın önünü açın. 15 tane yabancı bir takımda olur mu? Yani 3 olur 5 olur hadi 5’i 4’ü anlarım. Ne işi var 15 tane yabancının? Üzülüyorum. Maç yapılıyor ama Türk futbolcusu yok. Ben basketi de Euroleague’i de yakından izliyorum. Efes Pilsen dörtlü finale çıktı. Fenerbahçe’yi de izliyorduk elendi. Bir bakıyorsun sonradan gelen 1-2 oyuncumuz var. Hepsi yabancı. Basketbol milli takımına bakıyorum başarıları sıfır. O zaman öbürünü mü oynayacağız. Devşirme sporcuların olduğu. Türk futbolu şöyle böyle diyoruz. Bir kere objektif değerlendirdiğimiz zaman çok gerideyiz. Türk futbolu için Avrupa’ya gitmeleri bir avantajdı. İyi temsil etiler o dönemde aslında bu arkadaşlarım. Zaman zaman gidenler var oradan gelenler var gurbetçi çocuklarımız var. Yıldıray Baştürk o dönemlerde vardı. Pek çok oyuncumuz var yurtdışından gelen. Hagi gibi klas dünyanın ünlü futbolcularının Türkiye’ye gelmesi Türk futbolu için avantajdı ama bunun devamlılığını sağlayamadık, eksik kaldı. Kendi çocuklarımızı da Avrupa’ya gönderemedik. Türkiye’de herkes yeterli gördü. Çünkü yeterince para kazandılar.

Türkiye futbol adına cennet bir ülke çünkü çok seviliyor ve her şeyi uygun. Bugün Avrupa’da %60 vergi öderken Türkiye’de çok düşük ve vergiden muaf oluyor. Futbol olunca akan sular duruyor.

“Avrupa’da Yerimiz Çok Alt Sırada”

Aslında avantajımız var ama bunu iyi kullanamadık. Futbolun felsefesine baktığımız zaman hatta sosyolojisine bizim maalesef Avrupa’da yerimiz çok alt sırada. Zaten Avrupa şampiyonasından elendik. Dünya kupasına iyi başladık Katar’daki. Bir anda hiç ummadığımız bir şekilde sıradan bir takımla berabere kalınca önce kahraman ilan ediyoruz arkasından istifa diyoruz. Sıradan bir takımla 3-3 berabere kaldığın zaman her şeyin Letonya ile sonu gibi daha önce bizi elemişlerdi. Burada tabiî ki futbolumuz geri. Bugün her ne kadar Hollada’yı yenmeyle veya İngiltere’yi de yenebilirsin futbolda favori var garanti yok. Onun için milyonlarca insan izliyor futbolu. Anlık futbol ya da anlık başarma değiş istikrarın sağlanması lazım. İstikrar neden sağlanamıyor?

“Berber Bile Menajerlik Yapıyor”

Spor mühendisliği dediğimiz özellikle bu kadro yapılanması çok yanlış yapılıyor. Biz şu anda maalesef menajerlerin esiri olduk. Tamam profesyonel menajerlik önemli ama herkes menajer olabiliyor. Bunun bir şeyi yok ki. Avrupa’dan gelen menajerler gördüm, çok profesyonel insanlar. Bir de burada futbolla olan olmayan herkes menajer oluyor. Yanlış anlaşılmasın berber de menajer olmuş. Tıraş ediyor tıraş ederken diyor ki “Sen benim menajerim ol para kazan, neden başkası kazansın?” Adam da mesleğini bırakıyor.

“Çoğu Futbolcunun Menajeri Olmayı Redettim”

Çanakkale darbelerini söylemeyi unuttum. Onu çalıştırırken 2004-2005 sezonunda 1. ligdeydi. Selçuk İnan, Mehmet Topal bendeydi. Çoğu çocuklar “Hocam siz donanımlı, bilgili, aydın bir insansınız bizim menajerliğimizi siz alın” diyorlardı. Afedersiniz menajerliği o kadar kötü algılıyordum ki “Ne menajerliği ben teknik direktörüm. Bir daha böyle bir şey söylemeyin” diyordum. Hatta sert yapıyordum. Şimdi düşünürseniz Selçuk İnan’ın, Mehmet Topal’ın menajeri olduğunuz zaman ne profesör olmanıza gerek var ne de teknik direktör. Onun yüzlerce katını kazanırdınız. Ama amaç para değil.

“Siyasiler, Teknik Adamları Belirliyor”

Futbolda çok gerideyiz. Çünkü yapılanmamız yanlış. Bakın son dönemlerde tesisler yönünden eskiden çok eksiktik gıpta ile Avrupa’daki stadlara hayrandık. Brezilya’da dünya kupasına gittim 2014 yılında Maracana stadına gittim. Gittik her şeyi gördük. İmreniyorduk. Şu anda Türkiye’nin stadları hepsinden üstün oldu. Her şehre stad yapıldı. O kadar güzel stadlarımız var ki. İnanılmaz güzel tesislerimiz, kulüplerimiz var. Ben Samsunspor’da çalıştım, Nuri Asan tesisleri var mükemmel ve hatta belki de dünyada eşi benzeri yoktur. Gençlerbirliği’nde çalıştım. Allah rahmet eylesin Cavcav’dan inanılmaz güzel tesisler, eserler bıraktı ama takım gidiyor şu anda. Bugün belki de gidecek kalma olasılığı çok düşük. Tesisler arttı ancak mentalite değişmedi. Yani ne yaparsan yap istersen altından tesisler yap mentalite değişmediği sürece değişmez. Siyasiler destek veriyor ama maalesef diyor ki: “Ben veriyorum sen de bunu yönet, idare et.” Bu insanların spor eğitimi yok. İlk soru neydi? Spor eğitimi nedir? Spor eğitimini bilmeyen adam yönetiyor. Sporun içinden gelen insanlar bu görevi verecek. Bir kere spora siyasetin girmemesi lazım ancak maalesef her dönemde giriyor sadece bu dönemde değil. Ben futbol oynarken de vardı her zaman var. Çünkü siyasiler teknik adamları belirliyor.

“Türkiye’nin Bir Spor Politikası Yok”

Üzücü gerçekten dipteyiz, bakmayın geçici başarılara. Türkiye’nin bir spor politikası yok maalesef yok. Şunu istiyorum; sporu sportif insanlar yapmalı. Ben açık söylüyorum şuna da bakıyorum; gençlik il spor müdürleri var şehirlerde. Lütfen bir bakın ya hangisi sporun içinden geliyor. Gelenler var bir de alakasız insanlar var ben çok gördüm. Olmaz ki! sporu yöneten insan spordan olur. Yani şunu diyeceğim siyasiler kendi adamlarını getirecekse de lütfen sporun içindeki adamı getirsin. Ben onu istiyorum. Yanlı tutuma karşıyım ama adalet liyakat istiyoruz. Ya hiç olmazsa desin ki sportif eğitimini almış bu adam beden eğitimi spor mezunu. Spor sadece futbol değil ki. Sağlık ve futbol iç içe. Çocuklarımızın fiziksel ve zihinsel gelişimini, motor gelişimini iyi tamamlarsanız çocuklar o kadar sağlıklı ve zinde olacak. Dolayısıyla hastanelerdeki ilaç kullanımı azalacak. Spor sağlık iç içeyiz. Futbolumuz maalesef dipte.

Programı İzlemek İçin: