Sosyal Medya uzmanı, Türkiye’nin sosyal medya kitapları en fazla satan yazarlarından biri olan Oğuzhan Saruhan, Akademik Bakış Programında Michael Kuyucu’nun konuğu oldu. Saruhan 2021 yazında yayınlanan “Instagram Girişimciliği” adlı kitabı ve sosyal medyanın kullanımı hakkında görüşlerini anlattı. Oğuzhan Saruhan, Michael Kuyucu’ya şu açıklamaları yaptı:

Sosyal Medya Uzmanı Kimdir?

Öncelikle şöyle söyleyeyim dijitalle müthiş bir talep var. Pandemi ile beraber dijitalleşme serüveninin getirdiği bir talep var. Yani markalar küçük büyük sokağımızdaki marketten manavdan kasaptan tutunda milyar dolarlık şirketlere kadar hepsi sosyal medyada var olmak istiyorlar. Buda ne oluyor? Bu işleri yapacak birilerinin ihtiyacını oluşturuyor. Tabii ki bu işi iyi yapan çok iyi arkadaşlarımız var. Ama maalesef mesela şöyle söyleyeyim örnek olarak; sahte takipçi satıyor mesela. 1000 takipçi 50 TL. Ne iş yapıyorsun sosyal medya uzmanıyım. Sosyal medya uzmanı olmak böyle bir şey değil. Sosyal medya uzmanı diyebileceğimiz bir kişinin bir marka konumlandırması yapabilmesi lazım dijital platformlarda. Bir marka stratejisine oluşturması lazım. Bir içerik modellemelerini oluşturması lazım. Bir deneyim tasarımını oluşturması lazım. Kriz çözme planlamasını yapabilmesi lazım. Dijital dönüşümü çizdirmiş çalışacağım markayı ve kişiyi dijital dönüşüm maratonuna doğru bir şekilde antrene etmesi lazım. Aslında dijital bir uzmandan beklediğimiz budur. Ama yine de uzmanlık Çok cesur bir tarif. Bir doktorun uzman olması için on sene çalışması gerekiyor sosyal medya uzmanı olmak için üç haftalık beş haftalık kurslara gidip ben sosyal medya uzmanıyım diyorlar. O yüzden yani uzmanlık tabirine ben biraz şeyim aslında. Ama hakkını vermek gerekiyorsa dediğim gibi içerik stratejisinden, konumlandırmasından, raporlamasında yani o sürece yönetebilen kişilere ben kendi adıma tamam sen uzmansın kardeşim diyebilirim. Benim en azından bakış açım böyle.

İnsanlar 40 Bin Yıldır Paylaşıyor

Öncelikle ben yazdığım mecranın hikayesini yazmayı çok severim. Aslında şöyle, “Instagram Girişimciliği”  kitabı bir metaforla başladı. Şöyle özetleyeyim insanoğlu 40.000 yıldır 50.000 yıldır bir hikaye anlatma derdinde. Mesela 40.000 yıl önce bu numaraları resim çizerek yapmışız. Sonra dumanla yapmışız, telgrafla yapmışız, ne bileyim işte matbaa gelmiş yazı ile yapmışız, bilgisayar gelmiş bilgisayarla, internet gelmiş internetle yapay zekayla yani 40.000 yıldır bir vesileyle insanoğlu hikayesini anlatıyor. Bir gün bir mağara resimlerine bakarken şunu hissettim dedim ki 40.000 yıl önce bu mağaraya resim çizen insanla bugün Instagram‘da resim paylaşan insan arasında ne fark var? Hiçbir fark yok. O da gördüklerini, inanışlarını, ritüellerini, savaş sahnelerini hangi amaçla olursa olsun, burada çok senaryo var. Bugüne bir mesaj iletmiş yani 40.000 yıllık bir mesaj var. Biz de bir tatile gittiğimizde fotoğraf paylaşıyoruz. Oda çok da bir fark yok. 40.000 yılda mecra değişti hız değişti ama insanoğlunun var olma kaydı hiç değişmedi. Aslında giriş böyle başlıyor.

Kitapta Instagram’ı Dört Bölümde Anlattım

Kitaba böyle bir metaforla başlamak istedim. Daha sonra Instagram‘ın hikayesini anlattım ve Instagram‘ı dört bölüm olarak ele aldım. Bir Instagram‘ın akış görünümü , girdiğimizde karşımıza çıkan sayfa. İki hikayeler bölümü var, üç Instagram TV var ve dört reels var. Sonra da reklamlar geliyor ama bu dört parçayı da çok ayrıntılı bir şekilde en etkili şekilde nasıl kullanılacağını anlatmaya çalıştım.

Instagram’ı En Yalın Dille Anlattım

Aslında biraz da YouTube kitabında olduğu gibi bu mecrayı en etkili nasıl kullanırız bu dört bölümle beraber, akış hikaye Instagram TV reels. Şöyle düşündüm, buna ihtiyacı olan bir ev hanımın da ekonomisi dönüyor. Ne bileyim internetten sarma satan var dolma satan var internetten reçel satan var salça satan var. Bu insanlara ulaşmak aslında birazda amacım. Bunların etkili performanslarını yani beş olan kazançlarını nasıl onu çıkarabiliriz bunu hedefledim. Biraz daha yerel halka ve bu insanlara seslenmek istedim doğrusu. O yüzden çok yalın bir dille bu insanlar Instagram‘ı en etkili şekilde nasıl kullanabilirler, burada performanslarını nasıl artırabilirler, gelir modellerini nasıl oluşturabilirler gibi konuları anlattım, bütün kaygım buydu yani. YouTube’da olduğu gibi Instagram‘ın etkili kullanılması için yani benim en azından lüzum gördüğüm her şeyi yazdım.

Instagram’da Herkes Mutlu Twitter’da Herkes Mutsuz

Instagram‘ın büyülü bir tarafı var. Şöyle özetlemem gerekir Instagram‘da her şey var aslında. Şu anlamda her şey var. Twitter biraz daha depresif bir mecra. Ben şöyle özetliyorum daha doğrusu. Twitter birbirini tanımayan insanların birbirlerine ne kadar mutsuz olduklarını gösterdiği bir ortam. Genelde tanımıyoruz birbirimizi ve “Ben çok mutsuzum ben ondan şikayetçiyim ben her şeyden şikayetçiyim” diyoruz. Instagram ise birbirini tanıyan insanların ne kadar mutlu olduklarını gösterdikleri ortamlar. Instagram‘da herkes en güzel yemekleri yiyor en güzel yerleri geziyor en güzel arabalara biniyor. Herkes mutlu. Twitter’da herkes mutsuz. Mutluluk algılanınca insanlar orada daha fazla vakit geçiriyor tabii ki. Bir de şöyle bir şey var tabii ki, Instagram başlı başına bakmamak lazım. Instagramın hikayeler özelliği var. Aslında Snapchat var orada. Instagram‘ın Instagram TV özelliği var, aslında YouTube var orada. Instagram‘ın reals özelliği var aslında TikTok var orada. Buda Instagram’ın hem bugün hem de gelecekte çok popüler olacağını gösteriyor.

Önü En Fazla Açık Olan Mecra Instagram

Ben şu an önü en açık mecra olarak Instagram‘ı görüyorum. Çünkü çok çabuk yeniliklere adapte oluyor. Şöyle, adapte oluyor demeyeyim de Mark Zukerberg yani Instagram‘ın sahibi, popüler mecraların özelliklerini çok kolay kopyalayıp kendi mecralarına entegre ediyor. Böyle olunca mesela Twitter‘a belki bilginiz yoktur bilginiz vardır da belki şu anlamda bilginiz yoktur hikayeler özelliği geldi birkaç ay önce Ama gitti üç gün önce çünkü mecraya uygun bir özellik değil daha. Instagram‘da şu an mecranın en çok kullanılan özelliklerinden birisi.

Programı Dinlemek için: