Çanakkale On Sekiz Mart Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Müdürü Prof. Dr. Uğur Türkmen, ayağının tozu ile transfer olduğu yeni konservatuvarın vizyonunun ve müzik eğitimine yönelik planlarını Akademik Bakış’ta Michael Kuyucu’ya anlattı. Türkmen, Akademik Bakış Programında müziği yeteneği olan engelleri gençlerin müzik yeteneklerini geliştirmek için özel bir planlama ve program yürüttüklerini söyledi. Prof.Dr. Uğur Türkmen konuyu şöyle açıkladı:
Bir Yüksek Lisans Tezi ile Yola Çıktık
“Bundan kısa bir süre önce Buğra Çankır adlı bir öğrencimizin otizmli yani üstün yetenekli bir öğrencimizin yüksek lisansta danışmanlığını yürüttüm. 1 yıl eğitim ve 1 yıl da tez olmak üzere 2 yıl bir birlikteliğimiz oldu. Ayrıca bu tez konusunun da çok ufkumu açtığını söyleyebilirim. Çünkü tezin konusu hakikaten çok güzeldi. Biz Buğra ile şöyle bir konu belirledik; Buğra gibi müziğe çok yetenekli olan ama zaman içerisine çok büyük mücadelelere girmiş 10 aile ve otistik çocuk belirleyelim, bu müziğe yetenekli çocukların aileleri ile bazı sorular sorarak onların yaşamış oldukları sıkıntıları, onların; devletten, üniversitelerden, konservatuvarlardan, sanatçılardan, öğretmenlerden ve sanat eğitimcilerinden beklentilerinin neler olduğunu belirleyelim istedik. Bir betimleme çalışması yapalım dedik. Sevgili Buğra ile bu 10 aile ile güzel bir yapılandırılmış görüşme yaptık.”
Fiziksel Engelli Gençlerin Müzik Hayatlarında Rehberlik Edecek Bir Yol Arkadaşı Lazım
“Kendi adıma da bir öz eleştiri yapmama müsaade edin; çok uzak olduğumuzu, buradan da bihaber olduğumuzu itiraf etmek istiyorum. Çünkü aileler çok büyük sıkıntılar yaşamışlar. Bir taraftan maddi olarak sıkıntı yaşamışlar. Çünkü kolay bir eğitim değil bu sanat eğitimi, bire bir eğitim. Dolayısıyla yaşamış olduğumuz bu süreçte gördük ki, bu ailelerin en önemli dert ortaklarından biri konservatuardır. Yani biz onlara bir umut ışığıyız aslında. Çünkü ortada bir gerçek var. Görme engelli, fiziksel engelli veya otistik. Müziğe yetenekli olan bu çocukların hayatlarında kendine rehberlik edecek bir yol arkadaşı, bir koç, yeteneklerini değerlendirecek bir konservatuar olması gerekiyor. Biz bunu Afyon’da başlatmıştık. Bu gibi çocuklarımızı konservatuar bünyesine katmıştık ve biz de onlarla esasında bu konuyu öğrenmiştik.
Bizde Yaşayarak Öğreniyoruz
Bu şekilde biz de öğreniyoruz, bu iş kitaplardan falan olmuyor, yaşayarak öğreniyorsun. Dolayısıyla edindiğimiz bu tecrübelerin ben Çanakkale 18 Mart Üniversitesi’nde de devam etmesini istiyorum. Haziran içerisinde 10 değerli aile ile ve bu alana ilgi duyan eğitimciler, öğrenciler ve bilim insanları ile bir yaz okulu başlangıcı yapacağız. Bir aksilik olmazsa bir hafta onlarla Çanakkale’de buluşacağız, onlar birbirine tecrübelerini anlatacak, yaşamış oldukları sıkıntıları anlatacak. Dolayısıyla işin aslı şu; Biz ÇOMÜ Konservatuar yönetimi olarak farklı öğrenen bireylerin, yine söylüyorum yetenekli olmaları kaydı ile yol arkadaşları olmak istiyoruz. Karınca misali ne katabilirsek onara yardımcı olmak istiyoruz.
Programı İzlemek İçin: