Kidega’nın Kurucu ortağı Raif İpek, Akademik Bakış Programında Michael Kuyucu’nun konuğu oldu. Raif İpek , Akademik Bakış’ta e-ticaret platformu kidega’nın kuruluş öyküsü ve e-ticaretteki yerini anlatırken Türkiye’deki e-ticaret sektörü hakkında bilgiler verdi.
Kitap Sektörü Büyüyor
Kitap sektörü büyümeye eğilimli bir sektör. Bir kere her şeyden önce zıpkın gibi bir yeni nesil yetişiyor. Belki siz de fark ediyorsunuzdur yeni nesilde artık kitap okuma alışkanlığı daha yüksek. Hatta kendi çocuklarımızda bile görüyoruz. Ara dönemde mesela tatilde ödev verirlerken “şu kadar sayfa kitap okuyacaksınız” diye çocuklara ödevler de veriyorlar. Bu da ne oluyor otomatik olarak çocukların kitap okumasında daha aktif olmalarını sağlıyor.
400 Binin Üzerinde Kitap Çeşidimiz Var
Bir avantajı da şu biz e-ticaret platformlarının varlığıyla beraber daha çok sayıda kitap seçkisini okuyuculara sunabilme şansına sahip olduk. Eskiden biliyorsunuz bir mağazaya girdiğiniz zaman belki en büyük mağazanın içerisinde bile 20-25 bin çeşit bulabilecekken kidega.com içerisinde girdiğinizde 400 bin üzerinde çeşidi bulabiliyorsunuz. Hatta şöyle bunu depolamak dahi mümkün değil. Onun için kitap okuyucuları tedariğe dayalı olan sistemimize de alışıklar. Çünkü 400 binin üzerinde kitap çeşidini stoklamak neredeyse hemen hemen mümkün olmayan bir şey. Tedariğe dayalı bir süreç de işletiyoruz diyebilirim size.
e-Kitap Üretimi ile Başladık
Bizim aslında uzmanlık alanımız dijital yayıncılık. Biz ilk etapta dijital yayıncılıkla başladık Türkiye’de tamamıyla %100 kendimize ait bir yazılım ürettik, e-kitap üretimi gerçekleştirdik, dijital dergi üretimi gerçekleştirdik ama Türkiye pazarı tabi diğer uluslararası pazarlarla kıyasladığınız zaman aynı hızda geliştirmiyor kendisini. Burada biraz zaman ve yola ihtiyacımız olduğunu gördükten sonra çok sevdiğimiz kitap konusunda bir e-ticaret platformu oluşturarak “burada büyüyelim ve daha sonrasında hayalimiz olan dijital yayıncılığı onun içerinde geliştirelim” düşüncesinden yola çıktık. İnşallah yakın zamanda tekrar dijital yayıncılığa el atacağız ama dediğim gibi önce Türkiye bu mevcut konjonktüründe e-ticarette verimi sağlamsa alalım.
Pandemide Satışlar Bir Anda Üç, Dört Katına Çıktı
12.12.2017’de kurulduk. Dolayısıyla dolu dolu 4 yılımızı bitirdik artık 5.yılımıza yelken açıyoruz. Dolayısıyla 4.yılımızı bitirmiş bir yapı olarak start-up’larda biliyorsunuz ilk 3 yıl çok kritik ve kıymetlidir. Daha sonrasında 5.yıla ulaşmak önemlidir. Güçlü ve sağlam gittiğimizi söyleyebilirim. 4 yılımızı sonlandırdık ve şuanda da pazarda hızla büyüyen zirveye gözünü dikmiş bir yapıyız diyebilirim. Hayatın durduğu bir dönemde, pandemide bir anda bizim gibi e-ticaret platformlarında hareketlilik başladı. Normal satışlarımızın bir anda 3-4 katı yüksekliğe çıktık. Biz o dönemi aslında kendi içimizde çok iyi organize olarak sağlıklı bir şekilde atlattık diyebilirim ama siz de biliyorsunuz ki bu sadece kidega.com veya e-ticaret platformlarının üzerine düşenleri yerine getirmesiyle tamamlanacak bir süreç değil. Kargodan tutun da birçok alana kadar çok aşama var.
Pandemide Kidega Canla Başla Çalıştı
Bizim ilk defa yaşadığımız bu süreçte kargo firmaları da çok zorlandılar. Onların da covid çıkan şubeleri oldu ve şubelerini kapatmak zorunda kaldılar. Otomatik olarak süreçler çok zorlaştı. Tüketicinin de zaten çok duygusal olduğu bir döneme tekabül ediyordu. Gecikmelerden dolayı biraz sıkıntı yaşadık ama sonra zaten tüketicimiz de bizi bu konuda anlayışla karşıladı. Çünkü canla başla çalışan bir kidega vardı. Kendi işimizde vardiya sistemine geçtik. Bir tam günü değerlendirecek şekilde ilerledik. Satışları ciddi anlamda arttırdı ama çok enteresan o dönemin hemen arkasından satışlarda çok kesin düşüş oldu. Dedik ki herhalde etkisi şu çok ciddi bir alım yapıldı ve kişiler okuyabilecekleri kitapları stokladılar belirsizlikten kaynaklı. Bir sonraki eylül ayına kadar çok durgun geçen bir kitap sektörü.
İnişli Çıkışlı Bir Sektörüz
Bizim pazarımızın en büyük sıkıntılarından bir tanesi inişleri çıkışları çok yoğun olan bir Pazar olması. Bunu en son daha yakın geçmişte yaşadık. 11.11 ve muhteşem Cuma döneminde. Yani ticaret dönecek alışveriş yapılacak ama döviz kurlarındaki hareketlilik ve oynayış gerek satıcıyı gerek üreticiyi çok negatif etkiledi. O anki belirsizlik pazara satış anlamında da olumsuz yansıdı maalesef.
e-ticaret siteleri sattıkları bir ürünü yerine koyma gibi bir sıkıntıyla karşı karşıya kalıyorlar. Çünkü o ürünü sattıktan sonra yeniden yerine koyulması için yükselmiş döviz kurundan alım yapması gerekiyor. Bu belirsizlik neye sebebiyet veriyor? Ürünü ya satıştan çekme ya ürünün fiyatlarını arttırmaya kadar varıyor. Tüketicilerden dikkat ettim bu konuyla ilgili şikayetler de geliyor “ürünlerin fiyatlarında yükselme yapılıyor aslında kampanyalar devreye sokuluyor ama fiyatlar yükseldikten sonra aşağı indiriliyor” diye. Çok öyle düşünmüyorum açıkçası. Dediğim gibi mevcut durum çok etki ediyor buna.
Biz de mesela kitap sektöründe yayınevleri dayanabildikleri kadar dayandılar diyebilirim fiyat artışları yapmamaya ama artık bıçak kemiğe dayandı. Çünkü kâğıt fiyatları çok artıyor, biliyorsunuz işçilik artıyor. Dolayısıyla ister istemez onlar da fiyatlarına zam yapmak zorunda kalıyorlar.
e-Ticarette İki Model Var
İki tür e-ticaret oyuncusu var diyebilirim. Birincisi kendi ürününü satan diğeri ise başkasının ürününü satan. Kendi ürününü satan kendisine zaten çeşitli satış kanalları yaratıyor. Kendi e-ticaret platformunu kurmak dahil. Ama başkasının ürününü satan e-ticaret platformlarının yapması gereken en temel şey “trafik oluşturmak” yani mağazasına giren insan sayısını arttırmak. Bunu zaten dijital pazarlama tarafında çok yoğun yapıyorlar ve büyük güçleri kullanıyorlar. Ama şu anlama gelmiyor: 1000 lira yatırdığınızda 10000 lira dönüş alacaksanız. 10000 lira yatırdığınızda 100.000 lira dönüş almıyorsunuz. Dijitalde böyle bir durum söz konusu değil. Dolayısıyla bizim bildiğimiz geleneksel medyaya da başvurmak zorunda kalınıyor. Ne kadar yüksek bir trafik oluştururlarsa içeriye giren markalara, satışçılara o kadar çok satış yapma şansı veriyorlar. Bu da onların daha revaçta olmasını sağlıyor.
Her Şey “İndirim” Odaklı
Türkiye’deki pazara şu anda dünya devi Amazon gibi oyuncular da dahil oldu. Amazonun şu an Türkiye’de biraz stratejik hareket ettiğini düşünüyorum açıkçası. Çünkü mevcut pazarda henüz kendini yeterince konumlandırmadı güçlü bir çıkış yapmadı ki finansı çok güçlü bir yapı. Tahmin ediyorum şuradan kaynaklı olabilir: e-ticaret şu anda tamamıyla “indirim indirim indirim” odaklı.
Aslında e-ticaretin geleceği “indirim” evet daha uygun fiyatlı ürün bulabilmek üzerine de kurgulu olsa da mutlaka güvene ve hizmete dayalı olacak. Tüketici internet üzerinden yaptığı alışverişin karşılığında ürünü hem zamanında almak isteyecek hem de herhangi bir sorun yaşarsa yaşamış olduğu sorun karşısında sağlıklı işleyen müşteri hizmetleri bulmak isteyecek. Burada dediğim gibi çok ciddi tecrübeye sahip olan Amazonun bu stratejiyi geliştirdiğini düşünüyorum. Biraz sabırla yaklaşıyor. Biz pazarın içerisine böyle büyük oyuncuların girmesine çok mutlu oluyoruz. Rekabet iyidir. Büyük rekabetin içerisinde özellikle uzmanlaştığımız alanda kendimize daha çok alan bulabiliyoruz. Pazar büyüyor gözüyle bakıyoruz.
Program Podcast Kaydı: